2 Ara 2025
Tüketiciler artık gıdanın nereden geldiği ve nasıl üretildiğine dair daha fazla şeffaflık bekliyor.
23.000 katılımcıyla gerçekleştirdiğimiz küresel Taste Tomorrow araştırması, tüketicilerin %69’unun satın aldıkları ürünün kaynağı ve üretim süreci hakkında daha fazla bilgi istediğini gösteriyor, bu talebin arkasındaki en güçlü motivasyon ise sürdürülebilirlik.
Sorumlu üretim beklentisinin pazarı nasıl şekillendirdiğine birlikte bakalım.
Tüketicilerin neredeyse 10’da 8’i, ekmekçilik ürünlerinin ambalajını dikkatle inceliyor.
Artık yalnızca kalori ya da şeker oranına bakmıyorlar; giderek daha fazla, içeriklerin nereden geldiğini ve nasıl tedarik edildiğini araştırıyorlar. Üstelik tüketicilerin %27’si, ham madde kökenini özellikle kontrol ediyor; bu da ambalaj üzerindeki üçüncü en önemli bilgi konumunda.
Günümüz tüketicileri, gıdalarının içine ne girdiğine artık çok daha fazla odaklanıyor.
Basit, tanıdık içeriklere ve şeffaf tariflere dayanan clean-label ürünler; güven ve sadakat oluşturan bir zemin yaratıyor. Pek çok tüketici, organik ekşi mayayla hazırlanan ekmeklerin ya da özenle seçilmiş malzemelerle üretilen çikolataların daha iyi bir tada sahip olduğuna, kendilerini daha iyi hissettirdiğine ve daha sürdürülebilir tercihlerle uyum sağladığına inanıyor.
Bu nedenle dünya genelinde her 10 tüketiciden 7’si yalnızca doğal içerik kullanan fırınlardan daha fazla alışveriş yapacağını belirtiyor; bu oran Orta Doğu ve Afrika’da %79’a çıkıyor. Üstelik bu yalnızca niyet düzeyinde değil: “yakınlarda organik fırın” aramaları son bir yılda %998 artarak tüketicilerin bu seçenekleri aktif olarak aradığını gösteriyor.
Sürdürülebilirlik artık yalnızca sağlık ve lezzet gibi kişisel faydalarla sınırlı değil. Tüketiciler, satın aldıkları ürünün çevresel etkisini de giderek daha fazla dikkate alıyor. Tarım yöntemleri sorulduğunda, dünya genelinde her üç tüketiciden ikisi (%66) çevresel etkisi düşük, yenilikçi yöntemlerle üretilen gıdaları tercih ettiğini ifade ediyor. Buna hidroponik ve dikey tarım, yerel yetiştiricilik veya toprak sağlığını iyileştirmeyi merkeze alan rejeneratif tarım yaklaşımı gibi uygulamalar dâhil.
Tüketiciler sürdürülebilirliğin tarlada başladığını biliyor ve gıda üreticilerinden buna uygun hareket etmesini bekliyor. Bu eğilim özellikle Orta Doğu ve Afrika’da güçlü; bu bölgelerde tüketicilerin %73’ü sürdürülebilir tarım yöntemlerini tercih ettiğini belirtiyor. Güney Amerika’da da ilgi yüksek (%69). Bu durum, gıda güvenliğine dair daha düşük güven düzeyleri ve iklim değişikliğinin gıda üretimi üzerindeki etkilerinin bu bölgelerde daha görünür olmasıyla ilişkili olabilir.
Sorumlu tedarik tüm kategorilerde önem taşırken, tüketici beklentileri ürüne göre farklılaşıyor. Ekmek söz konusu olduğunda sorumlu tedarik, sürdürülebilirlikle ilgili en öncelikli beklenti konumunda. Asya Pasifik, Orta Doğu–Afrika, Güney Amerika ve Kuzey Amerika’da tüketicilerin %25–%30’u sürdürülebilir ekmeğin etik şekilde tedarik edilen içeriklerle hazırlanması gerektiğini düşünüyor. APAC bölgesinde her dört tüketiciden biri, ekmekçilikte atık ve kirliliğin en aza indirilmesini de temel öncelik olarak görüyor.
Çikolata tarafında beklentiler benzer şekilde güçlü. Sorumlu tedarik küresel ölçekte sürdürülebilirlikle ilgili başlıca konu; son bir yılda “sürdürülebilir kaynaklı çikolata” aramalarında ve çevrimiçi konuşmalarda %182 artış bunun açık göstergesi. Orta Doğu–Afrika (%23) ve Avrupa’daki (%19) tüketiciler ayrıca Kakao Sürdürülebilirlik Programlarını kritik görüyor; kakao tarımının daha sorumlu, dayanıklı ve izlenebilir olmasını destekleyen bu girişimler, beklentinin doğrudan yanıtı niteliğinde.
Pastacılıkta sorumlu tedarik, diğer kategorilere göre biraz daha düşük sıralansa da küresel sürdürülebilirlik öncelikleri arasında ilk üçte yer almaya devam ediyor. Bu durum, pastacılığın daha çok “ödüllendirme/indulgence” algısıyla ilişkilendirilmesi ya da içerik bağlantısının tüketici gözünde daha dolaylı olmasıyla açıklanabilir. Yine de dünya genelinde her dört tüketiciden biri, pastacılık ürünlerinde sorumlu tedariki temel beklenti olarak görüyor.
Şeffaflık artık niş bir beklenti olmaktan çıkıyor; küresel ölçekte büyümeyi tetikleyen bir faktöre dönüşüyor. Günümüz tüketicileri, etik tercihler yapan markaların bunu görünür kılmasını bekliyor. İçeriklerin kökeninden sürdürülebilir tarıma kadar, tüketici ürünün doğru yapıldığını ambalaj üzerinde görmek istiyor. Bu durum, gıda üreticileri için hem güven inşa etme hem de işlerini geleceğe hazırlama adına güçlü bir fırsat sunuyor.
İzlenebilir ve sürdürülebilir tedarik zincirlerine yatırım yapan, iletişiminde dürüst ve net olan markalar, tüketicilerin tekrar tercih edeceği markalar olacak.