İnsanların çoğu için glüten içeren gıdalardan uzak durulmasını gerektirecek hiçbir sebep yoktur. Glütensiz bir diyetin sağlıklı insanlar üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur. Aksine, glüten içeren tam tahıllar iyi bir lif, vitamin ve mineral kaynağıdır(1). Tam tahıllılar, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı riskinde önemli düşüşlerle de ilişkilendirilmiştir. Bu tahıllar aynı zamanda uzun vadeli kilo yönetimi için de daha uygundur. Glütensiz ürünler genellikle rafine tahıllardan yapılır ve besin bakımından düşük değerlere sahiptir. Glütensiz diyetler lif, demir, folat, niasin, tiamin, kalsiyum, B12 vitamini, fosfor ve çinko bakımından eksik olabileceğinden, bir tıp uzmanının kontrolü altında yapılmalıdır. Ancak nüfusun küçük bir kısmına, yani glütene bağlı hastalıklardan etkilenen kişilere, mecburi olmasa da glütensiz bir diyet uygulamaları önerilmektedir. Bu durum, ince bağırsağın iltihaplandığı ve glütenin burada sızıntıya neden olduğu genetik otoimmün bir hastalık olan çölyak hastalığı bulunan kişiler için geçerlidir. Batı dünyasındaki(2) nüfusun %0,5 ila %1'i bu hastalıktan etkilenmektedir. Çölyak hastalığı ve buğday alerjileri olan insanların yanı sıra, son zamanlarda nüfusun diğer küçük bir bölümünün de buğday bazlı ürünlerin tüketilmesinin ardından bazı zorluklar yaşayabildiği gösterilmiştir. Bu insanlara çölyak hastalığı veya buğday alerjisi tanısı konulmaz. Araştırmacılar yeni ortaya çıkan bu durumu “çölyak dışı glüten duyarlılığı” olarak adlandırıyor ve nüfusun %5 ila %10'unda bu hastalığın olduğunu tahmin ediyorlar(3). Bununla birlikte, bu hastalık hakkında elimizde çok fazla bilgi yok: tam nedenleri (gerçekten glüten mi?) ve etki mekanizması hâlâ bilinmemektedir. 1. ANSES, French food composition table, 2013. 2. EFSA, Scientific Opinion on the evaluation of allergenic foods and food ingredients for labelling purposes, EFSA Journal 2014; 12(11): 3894. 3. F; Brouns. Buğday bizi şişmanlatıp hasta eder mi? Journal of Cereal Science 58 (2013) 209e215. |